Pazartesi, Ağustos 13, 2007

İŞ GEZİLERİM

Bu aralar yoğun bir iş gezisi trafiğim var. Her hafta bir ile gidip eğitim vermem gerekiyor. Bu vesile ile hiç görmediğim ya da gitmeyi hiç düşünmeyeceğim illere gidiyorum. Yorucu oluyor ama yeni keşifler herşeye rağmen güzel oluyor. Kızımı özlüyorum bazen, ama bazen de iyi geliyor bu şehirden uzaklaşmak. Baba kız çok eğleniyorlar sanırım. her dönüşümde kızımı daha neşeli buluyorum. Hastalık dönemini atlatınca daha da bir neşeli ve iştahlı oldu. Hiç bu kadar yemek yerken görmemiştim ben kızımı. Nazar değmesin...

İlk durağım Isparta idi. Şirin, küçük bir şehir. Küçük bir şehre göre imknlarını ve lezzetlerini beğendim. Yemek yemek için hoş mekanlar var, bunlardan birinde hoş bir öğle yemeği yedik. Şehir ayaklarımızın altındaydı, serin ve tertemiz bir havası vardı. Sanırım Ankara'nın zehirli havasını solumaya alışan akciğerlerim için burası şok etkisi yarattı. İnsan nefes alırken temiz havayı hissedebiliyormuş meğer.



Tabi Isparta denince ilk akla gelen güldür. Ben de gülle yapılan ürünlerden bir kaç çeşit almadan dönemedim. Gül kremleri, şampuanlar, parfümler, lokumlar... Doğal gül reçelinden de aldım bir kavanoz. Bu arada aşureye kattığım gülsuyunun doğal olmadığını öğrendim ve gerçek gülsuyu da aldım tatlılarım için.

İkinci hafta ise Gümüşhane yollarına düştüm. Uçakla gitmek isterken Gümüşhaenin bir otobüs şirketine biletimin alındığını öğrenmem şok etkisi yarattı. Ama yapacak birşey kalmadı , çantamı alıp otogar yolunu tuttum. Önce otobüsü görmrmle birlikte oluşan şok etkisinin ardından şoförün işi var diye fazladan beklenilen yarım saat sonrasında da dolmuş gibi yollarda ddurup yolcu alan bir otobüs. Şoförün yolculuğumuzun kaç saat süreceğine dair bir bilgisinin olmaması eklenince endişemi düünün artık. Neyse ki yanım boş derken, iki kişilik koltuğa dört kişi oturunca birisi benim yanıma takviye edildi. 10-15 kadar çocuk (bunların birkaç tanesi sürekli ağlıyordu), arkamdaki iki çocuğun koltuğumu çekip bırakma çalışmaları, üzerime dökülen koladan sonra uyanmak istedim. Mola sayısını unuttum o kadar çoktu ki. Otogargarayı anımsadım mola yerindeki anonsu duyunca. Anlaşılmayan bir deille yapılan otobüs anonsları. Muavinin yabancı görmesinden olsa gerek sürekli niye gittiğimi ne iş yaptığımı sorup duran bezdirici muhabbetleri ve hiç bitmeyecek sandığım yol bitince duyduğum sevinç. Ama yorgunluktan ve uykusuzluktan tadını bile çıkaramadım maalesef. Orada da Köme meşhurmuş, hemen bir paket aldım, eşim çok sever çünkü.



Gümüşhane'nin meşhur köme ve pestil dükkanını bulduk. Türkiye'nin dört bir yaına sipariş gönderiyrlarmış bu arada.Taktir etmeden geçemedim.
Dönüşte aynı kargaşayı yaşamamak için iş arkadaşımı zorla da olsa Trabzon'a gidip Ankara'ya oradan daha konforlu bir araçla gitmeye ikna edip yollara düştük. Gelişimiz pek renkli olmadı, ne ağlayan çocuklar ne gevezelikler, ne konforsuz koltuklar, ne çnesi düşük mhostlar vardı. Ve tam zamanında otobüs hareket edip söyedikleri dakikada da yerimize ulaştırdılar. Gerçekten renkli olmadı ama dinlendirici idi. Trabzon'dan da mısır ekmeği ve Trabzon ekmeği almayı ihmal etmedim. Her uğrak yerinden oraya has birşeyler almak gibi bir takıntım var nedense:))







7 yorum:

Burçin'in Denemeleri dedi ki...

Gül reçeli, köme ve mısır ekmeğinden çok canım istedi Sevda'cığım. Ne güzel görünüyorlar. Gidişin tam bir kabus olmuş ama dönüşte rahat etmişsin hiç değilse.
Güzel paylaşımlarının devamını diliyorum.
Sevgilerimle,

sevdamavisi dedi ki...

Burçinciğim,
sana da göndereyim bir paket:)) kötü de olsa bir anım oldu, nasıl olsa geçiyor, neyse ki. sevgiler..

Evcilik Lezzetler dedi ki...

Gümüşhane'ye gidiş yolculuğun kötü bir o kadar da renkliymiş :)) Geçmiş olsun diyesim geldi.
Hatıraların hepsi çok cezbedici görünüyor.
Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Canım,hoşuna gittimi oralar?Gidişine bende çok üzüldüm ama dönüşün güzel olmuş.Umarım gördüklerin ve yediklerin bu olumsuzlukları bastırmıştır.

Sevgilerle.Gül

sevdamavisi dedi ki...

Gülcüğüm,
gerçekten de değişik yerler görmek insana iyi geliyor zor bir gidiş olsa da. geçince zaten sadece tebessüm ediyor insan. komik gibi geliyor zaman geçince neyse ki:)) öpüyorum canım.

Pembelinin Mutfağı dedi ki...

Ah Sevdacım, bana gül deme:)) Bir kaç haftadır öyle çok istiyorum ki o pembe güller varya ince yapraklı olanlar, onları koklamayı... Ama mevsimi olmadığından maalesef erişemedim:(( O gül reçelinden ve lokumundan bir kez de benim için yer misin?

sevdamavisi dedi ki...

Canım,
hemen yerim evde bir kuk daha var. sana da göndereyim hatta. Maalesef bu ayda gül bulmak zor ama imkansız değil tabi ki bir bakmışsın ki köşe başında karşına çıkmış. bugün romantik miyim neyim.