Pazartesi, Aralık 29, 2008

MUZLU PASTA


Yine kar, yine kar, yine kar... Yüreğim pır pır yine, yüzüme çarpan yıldızlardan... Nasıl özlemle kavuşursak sevdiğimize ben de beyaz yıldızlarıma kavuştum, heyecanım ondan. Bir de yeni yılın getirdiği sevinç sarınca ruhumu... Bir de yılbaşında lapa lapa kar yağarsa değmeyin keyfime.
Her yanda bir yılbaşı heyecanı var, renk renk ışıklar, süsler, ağaçlar... Şarkılar, sevinçler... İster istemez yeni yıl yeni bir başlangıçtır düşüncesi de olunca zihnimizde heyecan daha da artıyor.
kar yağar yağmaz kendimi dışarı atıp kartopu oynayan, kardan adam yapan çocukları izledim. sadece çocuklar vardı dışarıda. Yetişkin oldukları için çocuklardan daha şanslı ve daha çok şey bildiklerini söyleyen yetişkinler yoktu sokakta. Karda yürümenin güzelliğini, karın telaşını, kartopu oynamanın zevkini, üşümenin güzelliğini bilmediklerinin farkında değiller demek ki. Hayatın tadını unutup çocuklardan ayrıcalıklı olduklarını düşünseler de bence dünyayı çocuklardan daha iyi bilen yok. Onlar anın tadını çıkarıyor hayatı an be an yaşıyorlar. Kendilerini kasmadan istedikleri gibi yaşıyorlar. Hayatın sırrı da bundan ibaret.


Pastayı Emel Hanım'ın kitabından yaptım. Pandispanya tam istediğim gibi çok güzel kabardı, kremasını da çok beğendim.



MALZEMELER:

Pandispanya için:

  • 12 adet yumurta,
  • 340 gram( 1,5 su bardağı) toz şeker,
  • 1 çay bardağı portakal suyu,
  • 225 gram un (1,5 su bardağı),
  • 100 gram kakao (2/3 su bardağı).

Vanilyalı krema için:

  • 225 gram toz şeker (1 su bardağı),
  • 75 gram nişasta (1/2 su bardağı),
  • 15 gram un (2 yemek kaşığı),
  • 750 ml süt (3 su bardağı),
  • 2 yumurta,
  • Vanilya,
  • 1 su bardağı krema,
  • 8 adet muz.


Üzerine sürmek için 1 su bardağı çırpılmış krema.

YAPILIŞI:


Pandispanya:

  1. Fırını 175 dereceye getirip ısıtın.
  2. 2 adet 23 cm çapında çemberi yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine koyun.
  3. Yumurta sarıları ve beyazlarını ayırın. Mikserle akları şekerin yarısı ile kar gibi olana kadar çırpın.
  4. Şekerin diğer yarısı ile yumurta sarılarını mayonez kıvamına gelene kadar çırpın. Portakal suyunu ekleyip kaşıkla karıştırın.
  5. Geniş bir kaba iki yumurta karışımını koyun. Kakao ve unu üzerine eleyerek ekleyin. Bir tahta kaşıkla çırpmadan hafifçe karıştırın. Çemberlerin içine eşit şekilde dökün. 35-40 derece pişirin. Fırından çıkarıp bir tel üzerinde soğutun. Kalıptan çıkarın.

Vanilyalı krema:

  1. Toz şeker, un ve nişastayı bir tencerede karıştırın. Süte yedirerek ekleyin. Yumurtaları da ekleyip karıştrın. Tencereyi ateşe oturtun. Sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Ateşten alıp vanilyayı ekleyin. Soğuduktan sonra da kremayı ekleyip karıştırın. Küçük küçük doğradığınız muzları da ekleyip karıştırın.
  2. Soğumuş olan pandispanyaları ikiye bölün. Dört kat pasta yapabilirsiniz, ben üç parça kullanarak üç katlı yaptım. Her pandispanyanın arasına vanilyalı krema sürün. Pastanın çevresini ve üzerini de çırpılmış krema ile kaplayın ve en az 3 saat buzdolabında bekletin.

Cuma, Aralık 26, 2008

ADA'CIĞIMIN DOĞUM GÜNÜ




Geçen hafta kızımın doğum günüydü. İzinli olduğum için de tadını çıkara çıkara hazırlık yaptım. Önce sade bir şeker hamurlu pasta yaptım. Kreması da pandispanyası da nefis oldu. Süslemesi amatörce olsa da kızımı sevindirdim neyse ki. Bir gün sonra da evde kutladık arkadaşlarla. Çok güzel bir gündü hepimiz için de. Saatin farkına bile varmamışız sohbete dalınca. Bu sefer yiyecekleri abartmadım az ve öz yaptım. Hepsine de bayıldı konuklarım. Tariflerini tek tek vereceğim.



Sofrada neler mi vardı:
  • Börekitaş(En çok buna bayıldılar),
  • Muzlu rula kurabiye,
  • Sacher Turta,
  • Patates Pastası,
  • Mantarlı Tavuk Salatası,
  • Böğürtlenli Toplar,
  • Brokoli ve Karnıbahar Salatası,
  • Ezmeli Kanepeler,
  • Muzlu Doğum Günü Pastası.

Perşembe, Aralık 25, 2008

MERCİMEK KÖFTESİ

Karın yağışıyla içime bir sevinç girdi ki etkisini hala sürdürüyor. Çocuksu bir neşe, cıvıl cıvıl bir yürek benimle geliyor her yere. Dünyaları fethedecek enerjim var. Ve biliyorum ki bu karın verdiği bir enerji, çocukluğuma götüren. Bir bahar bir de bembeyaz kar beni bu kadar etkiler. Umarım sizleri de aynı heyecan etkilemiştir.

Pek de hayır diyemediğimiz bir tarif eklemek istedim. Bir çok kez denediğim ama kıvamını tutturamadığım mercimek köftesini bu kez nefis yaptım. Bu kez acele etmeden yaptım tadını çıkararak. Tarifte tam kıvamında.




MALZEMELER:
  • 5 su bardağı su,
  • 2 su bardağı kırmızı mercimek,
  • 1,5 su bardağı ince bulgur,
  • 1 çay bardağı sıvıyağ,
  • 3 adet orta boy kuru soğan,
  • 1 demet maydanoz,
  • 1 çorba kaşığı biber salçası,
  • ½ çorba kaşığı domates salçası,
  • 3-4 adet taze soğan,
  • Tuz,
  • Pulbiber,
  • Nar ekşisi,
  • ½ limonun suyu.

YAPILIŞI:

  1. Suyu tuz ile kaynatın. Mercimeği yıkayıp kaynayan suya ekleyin ve mercimekleri iyice ezilinceye kadar pişirin.Dibinin tutmaması için sık sık karıştırın.
  2. Daha sonra ocağı kapatıp sıcak mercimeğin içine bulguru ekleyip karıştırın. Tencerenin kapağını kapatıp 15-20 dakika dinlendirin.
  3. Kuru soğanları yemeklik doğrayıp sıvıyağla birkaç dakika kavurduktan sonra salçaları ve tuzu ekleyin. Soğanlar yumuşayıncaya kadar kavurun.
  4. Taze soğanın yeşil yapraklarını ve maydanozu kıyın. Mercimek bulgur karışımını bir tepsiye alıp harmanlayın. Üzerine kavurduğunuz kuru soğanı, limon suyunu, nar ekşisini, tuzu ve pulbiberi ekleyip iyice yoğurun.
  5. En son yeşillikleri ekleyip karıştırın. Hazırladığınız karışımdan parçalar alıp rulo şekil verin. Marul yaprakları ve limonla servis yapın.

Pazartesi, Aralık 15, 2008

UNO İLE BLOGGER SOFRASI



Yakınlarda bir e-mail aldım. Blogger sofrası 23 Kasım'da kuruluyor siz de davetlisiniz yazıyordu. Maalesef katılmayı çok istesem de İstanbul'da olunca katılamadım. Daha sonra ikinci bir e-maille adresimi istiyorlardı hediye paketi göndermek için. Daha sonrasında da Uno'nun birbirinden güzel ekmekleri geldi adresime. Doğrusu bu kadar çeşidi var mıydı diye şaşırdım. Çok da lezzetliydiler. Ben de hemen mutfağa girip bu hoş ekmekleri daha da güzelleştirmek istedim. Ve çok pratik bir sandviçle tost hazırladım. Nefis oldular. Uno'ya da çok teşekkür ederim hem böyle bir sofra kurup bizleri davet ettikleri için hem de hediyeler için. Ayrıntılar burada...



RUS ÇAVDARLI SANDVİÇ
MALZEMELER
  • 2 dilim Uno Rus çavdarlı ekmeği,
  • 4 dilim salam,
  • 2 dilim beyaz peynir,
  • 2 dilim domates,
  • 2 adet kornişon turşusu(ben alman tipini kullanıyorum. Tadı daha güzel.)
  • İsterseniz mayonez ve ketçap da koyabilirsiniz ama ben diyetteyim koymuyorum.

Tarife gerek yok sanırım. Tüm malzemeyi ekmek arasına yerleştirip isterseniz tos makinasında da ısıtıp afiyetle yiyoruz.

Çok tahıllı Uno ile de beyaz peynirli ve domatesli bir tost yapıp afiyetle yedim. Her sabah mutlaka tost yaparım zaten.


Pazartesi, Aralık 01, 2008

UZAKLARA KAÇIŞ


Sessizlikteki huzuru yaşarken ruhumu dinliyorum hala. Daha da bir güçlü daha da bir sakinlikle. Kaçmalar, kaçışlar, uzaklar.... Hep istenilen ama gündelik hayattan sıyrılıp gidilemeyen hayal şehirler. Yüreğinizi orada bırakıp zoraki karanlık bir şehri yaşamanın ağırlığı... Gün geçtikçe ağırlaşan, bir kenara bırakıp kaçmak istediğiniz bir yük gibi. Şöyle bir köşeye bırakıp, kimseler görmeden uzaklaşmak istediğiniz bir yük. Bırakamadığınız insanları bir an unutup, işi gücü de, kaçmak uzaklara. Asıl istediğiniz budur ama nafile. Sizi anlayan şehre gittikçe uzaklaşmak ve anlaşılamamak uğruna iki yabancı gibi yaşadığınız, mecbur olduğunuz yer. Sorumluluklar, iş güç, eş dost... Bahaneler, avuntular... Sırtınızda taşıdığınız, avucunuza sakladığınız binbir bahane. Mutlu olduğun yere uçmak niçin bu kadar zordur. Bazen yeterince cesur değilsinizdir, bazen ekmek davasına beklersiniz buraları. Ya dostlar, sevdikleriniz. En zoru da onları bırakmaktır. Daha mutlu olacağınızı bilseler de anlamazlar ve hiç istemezler gitmenizi. Sizin için mi kendileri için mi..

Gündelik hayatın ağırlığı altında ezilen ve nerdeyse nereye gitti dediğim duygularım ve yazma dürtüm geri döndü. Ondandır bu kadar uzun uzun yazmam. Bu resimler hayal şehrime ait değil ama şu an ruhumu dinlendirdiğim, kendimle başbaşa kaldığım yerden görüntüleri paylaşmak istedim sizlerle. Bilmeyen yoktur Safranbolu'yu. Yıllar önce gelmiştim buraya bir yaz günüydü. Böyle bir mevsimde geleceğim aklıma gelmezdi sanırım. Üşüyorum ama mutluyum. Uzaklaşmalara ihtiyacım vardı çünkü. Hangi şehir olduğu bile önemli değildi. Sadece kendimle başbaşa kalmaktı ihtiyacım.


Tarihi bir handa kalıyorum şu an. Bu odada kimler kalmıştı kimbilir. Kim bilir ne acılar, ne hasretler gördü bu han. Kimbilir kaç gözyaşı düştü yerlere, kaç kahkaha çınladı semasında. Farklı bir dünyada yaşıyorum farklı bir boyuta taşındım sanki. Başka bir gün bu kadar etkiler miydi brni bilemiyorum. Odamda sırtüstü yattığımda tavana bakarken burada neler yaşanmıştır, kimler gelip geçmiştiri düşünmekten kendimi alamıyorum. Her gittiğim şehirde burada yaşayan insanlar ne hissediyordu mutlaka düşünürüm bir de. Acaba memnunlar mıdır hayatlarından ya da büyük şehir hayaliyle mi yaşıyorlardır acaba... Aşağıdaki fotoğraf da odamdan görünen han manzarası.



Yoksa elindeki güzelliklerin kıymetini bilip küçücük şehirlerde kocaman hayatlar kurmuşlar mıdır acaba. Yolunu kesip sormak için inanılmaz bir istek duyarken kendimi frenlemişimdir hep. Deli zannetmesinler diye mi, kimbilir. Zannetsinler, o kadar önemli mi, değil. Yine de binbir engelle örülmüş hayatımız. Düşüncelere engel yok ya o bana yeter.



Aşağıdaki resim de ne derseniz ay ve yıldız. O kadar güzel görünüyordu ki gece ayarında çekerken makineyi kıpırdattığım için ilginç bir görüntü çıktı. Bana da paylaşmak kaldı.






Cuma, Kasım 28, 2008

ELMALI TURTA

Sessizliğin sesini dinlemek… Arada bir dinlemeli insan, huzur bulmalı. Ne zamandır unutmuşum oysa. Beynimden geçenleri duyamıyormuşum insan sesinin çınlamalarından. Meğer kendi sesimi bile duyamıyormuşum ne zamadır. Öyle bir hafifledim öyle bir silkelendim ki her şeye değer. Gereksiz konuşmalar, anlamsız muhabbetler, ardı arkası gelmeyen tezler nereye dayandığı bile olmadan, her şeyi bildiğini zannedenler, dünyayı kendi penceresinden ibaret zannedenler, mutluluğu olmayan yerde arayanlar, aradıkça mutsuzluğa gömülenler, bir tebessümü bile karşılık istemek için layık görenler… Bazen sessizliği dinlemeli insan yorgunluğumuzu alıp giden.
Bir haftalık yalnızlık ve sessizlik ruhunu dinlendirdi adeta. Daha bir enerjik daha bir neşeli devam ediyorum hayata. Arada bir küçük molalar vermeli insan. Bir kaç günde Safranbolu'da olacağım. Dönüşte yeni tariflerle buluşmak üzere.
MALZEMELER:
4 su bardağı un,
250 gram oda sıcaklığında tereyağı veya margarin,
3 çorba kaşığı limon suyu,
2 çorba kaşığı çok soğuk su,
1 tutam tuz.
İçi için:
1 kg elma,
1 adet limon,
1 sı bardağı toz şeker,
½ çay bardağı sıvıyağ,
1 çorba kaşığı nişasta,
1 su bardağı iri çekilmiş ceviz,
1 tatlı kaşığı tarçın,
2 çorba kaşığı kuru üzüm.
Üzeri için:
Pudra şekeri.
YAPILIŞI:
Limon suyunu soğuk su ile karıştırıp buzdolabında bekletin.
Oda sıcaklığındaki margarini, tuzu ve unu karıştırma kabında karıştırın.
Bu hamuru toplamak için buzdolabında beklettiğiniz su ve limon suyu karışımını ekleyip yoğurun. Hamur toplanmıyorsa 1-2 çorba kaşığı daha soğuk su ilave edebilirsiniz. Yoğurduğunuz hamuru iç malzemesini hazırlayana kadar dinlendirin.
Elmayı yıkayıp kabuğunu soyduktan sonra yarımay şeklinde ince ince dilimleyin. Büyük bir kaba alın.
Üzerine limon suyunu, toz şeker, ceviz, üzüm, tarçın, sıvıyağ ve nişastayı ekleyip harmanlayın.
Hazırladığınız hamurdan portakal büyüklüğünde parça koparıp yağlanmış tart kalıbına kenarları yüksek olacak şekilde yerleştirin. İçine elmalı karışımı yayın.
Ayırdığınız hamurdan elmaların üzerine kafes yapıp önceden ısıtılmış 170 derece fırında üzeri pembe renk alıncaya kadar pişirin. Soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serpip servis yapın.


Perşembe, Kasım 13, 2008

İSTANBUL BULUŞMASI İPTAL EDİLDİ

Büyük bir heyecanla planladığımız buluşmayı maalesef iptal etmek zorunda kaldım. Yeterince katılım olmaması ve gelecek arkadaşların belirsiz ifadeleri nedeniyle gerçekleştiremeyeceğimizi anladım. Bu kadar belirsizlik üzerine buluşmak ve bu kadar külfete katlanmak çok anlamlı değildi. Gül'e, Hande'ye, Ganne'ye ve ismini hatırlayamadığım diğer arkadaşlara çok teşekkür etmek istiyorum. İstanbul'a gelirsem sizleri mutlaka ziyaret edeceğim. Umarım daha uygun bir zamanda bir buluşma ayaralayabiliriz.

Perşembe, Kasım 06, 2008

MALİBU TATLISI


Eskiden beri hafif tatlı istediğim anlarda yaparım malibu tatlısını. Özellikle de arkadaşlarıma yaparım. Ve her defasında da bir anımı hatırlarım. Anlatmadan geçemeyeceğim. Çok yakın bir arkadaşım yeni evlendiği dönemlerde eşi ve kayınvalidesi ile bize gelmişti. Başka arkadaşlarım da gelmişti. Ben özenle sofrayı hazırlamışım. İspanyol usulü levrek ve malibu tatlısını hiç unutmam. Yemeğimizi yedik ve tatlılara geçtik. Ben koşturmacadan tadına bakamamışım tabi. Arkadaşın kayınvalidesi burnunu kıvırıp yemeyeceğini söyledi. Huysuzluğu ile meşhur olunca yadırgamadım. Arkadaşlardan biri " Sevda bunu tatlı zannetmiştim ama bir gariplik var" deyince şeker koymadığımı farkettim. Ve özenle yaptığım tatlılar yenmedi tabiki. Siz siz olun şekerini unutmayaın:))


MALZEMELER:

  • 5 orta boy elma,
  • 2 muz,
  • 2 su bardağı şeker,
  • 4 su bardağı süt,
  • 5 çorba kaşığı pirinç unu,
  • ½ su bardağı fındık, ceviz,
  • 1 tatlı kaşığı tarçın,
  • Hindistancevizi,
  • 2 paket vanilya,
  • 1 yumurta.

YAPILIŞI:

  1. Küp küp doğradığınız elmaları bir su bardağı şekerle tarçını da ilave ederek pişirin.
  2. Başka bir tencerede 5 çorba kaşığı un, 1 su bardağı toz şeker ve 2 paket vanilyayı karıştırın. Topaklanma olmaması için stü karıştırarak ekleyin.
  3. Hazırladığınız malzemeyi göz göz olana dek pişirin. Yumurtayı çırpın karışıma ekleyin.
  4. Elmalı karışımı kaselerin dibine dökün. Üstüne muz dilimleri dizin ve fındık serptikten sonra muhallebi gezdirin.
  5. Kaseler soğuduktan sonra üzerini hindistancevizi ve meyvelerle süsleyin.

Cuma, Ekim 31, 2008

BÖĞÜRTLENLİ VE DAMLA ÇİKOLATALI MUFFİN


Nihayet yasak kalktı ama benim yasağım kalkmadı maalesef. Hala çok nadir tarif yayınlayabiliyorum. Bu arada etkinlikleri de kaçırıyorum. Bugün acele acele siteleri gezmeye çalışırken baktım kietkinliklerin son günü. Arşivimde gezinince tam da Sevgili Neslihan'ın etkinliğine uygun bir tarif buldum.
İstanbul buluşması için de yer arayışımız hala sürüyor. Önerilerinizi bekliyorum.
BÖĞÜRTLENLİ VE DAMLA ÇİKOLATALI MUFFİN
MALZEMELER:
  • 3 yumurta,
  • 2,5 su bardağı un,
  • 1 paket kakaolu puding,
  • 1 paket kabartma tozu,
  • Yarım çubuk vanilya,
  • 1 çay bardağı sıvıyağ,
  • 1 su bardağı süt,
  • 1 kahve fincanı damla çikolata,
  • 1 kase dondurulmuş böğürtlen,
  • 1 çay kaşığı tarçın.

    YAPILIŞI:
    Çubuk vanilyayı kopmayacak şekilde uzunlamasına ortadan ikiye kesin. İçindeki çekirdekleri bıçağın ucuyla sıyırarak alın.
    Un, kakaolu puding, kabartma tozu, çay kaşığının ucu kadar vanilya çekirdekleri ve tarçını çukur bir kaba alıp harmanlayın.
    Yumurtaları ayrı bir kapta çırpın. Süt ve yağı ekleyip birkaç dakika daha çırpın.
    Bu karışımı unlu karışıma yavaş yavaş ilave ederek tahta kaşıkla pürüzsüz ve tek bir renk oluncaya kadar karıştırın. Oldukça yapışkan bir hamur oluyor.
    Damla çikolataları da ekleyip karıştırın. İkişer çorba kaşığı kadar muffin kalıplarına paylaştırın. Her birinin ortasına dondurulmuş böğürtlen yerleştirin.
    Önceden ısıtılmış 170 derece fırında 15-20 dakika pişirin.

Pazartesi, Ekim 13, 2008

İSTABUL'DA BULUŞUYORUZ


Biliyorum uzun zamandır bekletiyorum sizleri. Maalesef hem işlerimin yoğunluğu hem de internetteki sorunlarım nedeniyle beklettim. Sürprize gelince, ne zamandır Burçak'la düşünüp hayata geçirmek istediğimiz bir buluşma. Herkes kendi ilinde yaşayanlarla bir şekilde buluştu ama farklı illeri de biraraya getirelim dedik.

Yer konusunda sizlerin yardımını istiyoruz. Özellikle de İstanbul da yaşayan arkadaşların.
Ben Ankara'yı, Burçak da İstanbul'u organize edecek. Tabi ki başka illerden katılmak isteyen arkadaşları da bekliyoruz.
Şimdiden büyük bir heyecan içerisindeyim. Umarım güzel bir etkinlik olur.
Katılacak arkadaşlar ya da yer konusunda fikrini yazmak isteyen arkadaşların sevdamavisietkinlik@gmail.com adresine yazması gerekmektedir. Ayrıca İstanbul'dan katlacak arkadaşlar da Burçak'a bildirirse sevinirim.
Tarihle ilgili bir değişiklik yapmaya karar verdik. Zamanı uzatırsak daha fazla kişinin haberi olur ve katılım artar diye düşündük. Gelen maillerden de çok nutlu oldum. Katılacak arkadaşların heyecanı bizimkini daha da artırdı.

Güzel bir etkinlik olması dileğiyle...

Çarşamba, Eylül 24, 2008

ISLAK KEK

Uzun bir aradan sonra nihayet yeni bir tarif yayınlayabiliyorum. O kadar özlemişim ki siteme girebilmeyi ve sizlerin sayfalarınızı ziyaret edebilmeyi. Maalesef internetteki sorunlar yüzünden kendi sayfamı bile ziyaret edemiyorum. Şu an kablolu bir internet buldum oradan yazıyorum. Böyle idare edeceğim bir süre. Sizlere bir sürprizim olduğunu söylemiştim. Yakında duyuracağım. Bazı düzenlemeler yapıyorum. Tarifimize gelince;


MALZEMELER:
  • 4 yumurta,
  • 2 su bardağı toz şeker,
  • 1 su bardağı sıvıyağ,
  • 1 su bardağı süt,
  • 4 çorba kaşığı kakao,
  • 2,5 su bardağı un,
  • 1 paket kabartma tozu,
  • 1 paket vanilya.


YAPILIŞI:
  1. Toz şeker ve yumurtaları çukur bir kapta iyice çırpın. Şeker eriyene kadar yaklaşık 5 dakika çırpın.
  2. Sıvıyağ, süt ve kakaoyu da ekleyip çırpın. Karışımdan 1 su bardağı ayırın.
  3. Diğer malzemeleri de ekleyip iyice çırpın. Hamuru kek kalıbına boşaltın.
  4. 180 derece ısıtılmış fırında 40-45 dakika pişirin.
  5. 10 dakika ılıdıktan sonra ayırdığınız karışımı kekin üzerine dökün ve içine çekmesi için dinlendirin.

Cuma, Ağustos 08, 2008

SEYYAH OLDUM DOLAŞTIM ŞU ALEMİ...

Yaz mevsimi Ankara'ya tahammül edemediğim için imkanlarım dahilinde kendimi denize atma çabaları içinde geçirdiğim bir dönemdir. Bu yıl da her fırsatta yollara düşüyorum.

Önce BODRUM...




Sonra SAMSUN...




Bugün de MERSİN yoluna düşüyorum. Mersin fotoğraflarımı da dönüşte paylaşacağım sizlerle. Dönüşte çok güzel bir proje başlatacağız. Onu da haber vermek istiyorum. Çok güzel olacağına inanıyorum. Bir hafta sonra görüşmek üzere....

Çarşamba, Ağustos 06, 2008

RADİKA SALATASI

Önce tatil ardından da il dışı göreve çıkınca bloğumu güncelleyemedim. Artık sıcaklardan da silkelenip hafif bir tarifle karşınıza çıkayım istedim. Havalar o kadar ısındı ki benyine Ankara'da duramama moduna girdim bir aksilik olmazsa gelecek hafta da kısa bir tatile çıkacağım. Ama hala nereye gideceğimize karar vermedik. Ben Alaçatı diyorum, eşim Amasra. Artık nereye yolumuz giderse.

Salatamıza gelince,

MALZEMELER:
  • Radika,
  • Zeytinyağı,
  • Limon
  • Tuz.

Bu kadar. Yapılışı da bir o kadar basit.


YAPILIŞI:
  1. Bir tencereye suyu koyup kaynatıyoruz.
  2. Yıkanmış radikaları elimizle ikiye bölüp bu suya atıyoruz.
  3. Yumuşayıncaya kadar (20-30 dak.) pişirip suyunu süzüyoruz. Suyunu az tutarsanız daha lezzetli olur.
  4. Limon suyu ve tuzu ekleyip iyice karıştırıyoruz.
  5. Zeytinyağı gezdirip limon dilimi ile süsleyerek servis yapıyoruz.




Perşembe, Temmuz 24, 2008

YAZ SALATASI


Son zamanlarda tarif yayınlayamıyordum. Sıcakların verdiği rehavet bir yandan işteki yoğunluk bir yandan elim gitmedi bir türlü. Gelecek hafta da bir hafta iş gezisi için il dışına çıkacağım.O nedenle de yeni bir tarif yayınlamak istedim.


Etkinliğin ismi yazlık lezzetler olunca salatama da bunu çağrıştıran bir isim koyayım dedim. Arkadaşlarım yemeğe geldiğinde fırında portakallı levreğin yanında ikran ettim bu salatayı. Sevdiğim tatları biraraya getirdim ve tadı nefis oldu. Hatta bir kaç hafta sonra gelen misafirlerime de aynısını yaptım. Ekstradan endivyen de koydum. Daha sofraya gelmeden övgüleri almaya başladım. Kolay ve lezzetli bir salata arayanlara deneyin derim.
Etkinliğin ev sahibesi de sevgili Neslihan.


MALZEMELER:
Malzemeleri kendi damak tadıma göre ayarladım. Sizlerde kendi zevkinize göre miktarlarını ayarlayabilirsiniz.
  • 1 adet iceberg,
  • 1 adet salatalık,
  • 1 adet domates,
  • 2 dal yeşil soğan,
  • 1 tutam maydanoz,
  • 1 tutam dereotu,
  • 1 tutam taze nane,
  • 2-3 yemek kaşığı küp küp doğranmış pancar turşusu,
  • İstediğiniz kadar kızartılmış hellim peyniri,
  • 1-2 yemek kaşığı kapari,
  • tuz,
  • karabiber,
  • limon,
  • zeytinyağı.

YAPILIŞI:

  1. Tüm malzemeyi salatalık doğrayın. Tuz, limon suyu, zeytinyağı ve biraz da karabiber serpip iyice karıştırın. Kapari ve pancar turşusu serpiştirin. Hellim peyniri ile süsleyin. Ben en son hellimi kızartıp sıcakken servis yapıyorum. Sıcakken daha çok seviyorum.

Salı, Temmuz 08, 2008

YE#ÇİKOLATA:BÖĞÜRTLENLİ ÇİKOLATA TOPLARI VE ÇİKOLATAA

Ev sahibesi olarak artık kendi tariflerimi yaynlamamın zamanı geldi de geçti bile. Tabi havalar ısınınca bir ağırlık çöktü üzerimize. Blogları geziyorum da ya tatil nedeniyle kapalı ya da yeni yazı yayınlayacak enerjileri yok sıcaklardan dolayı. Bu aralar daha seyrek blogları gezer oldum. Tek sebebi bu değil elbette. İş konusunda inanılmaz yoğun bir dönemdeyim. Koşturmaktan başım döndü.

Gelelim tariflerimize...

BÖĞÜRTLENLİ ÇİKOLATA TOPLARI

İlk tarifimi daha önce yayınlamıştım. Bu kadar güzel olunca defalarca yapacağım sanırım. Nefis bir atıştırmalık. Tarif için buraya bakabilirsiniz.






ÇİKOLATA

Birkaç ay önce fondü makinası almıştım. Yeşim'ciğim önermişti bana. Koşa koşa gidip almıştım. Tek dezavantajı haznesinin küçük olması. Fazla çikolata sığmıyor. Ama bana yetiyor. Çikolata yapımı hakkında çok fazla bilgim yok. Kuvertür çikolatalarımdan eritiyorum. İçerisine fındık, üzüm vs. koyup kalıpta donduruyorum. Frambuazlı ganajdan da eritip desenler oluşturdum.




Aslında o kadar çok çikolatalı tarifim var ki ama sanırım ben de sıcağın etkisiyle başka tarif yazamayacağım. Özellikle de diyette olduğum şu günlerde çikolata da görmemem lazım. Ahhhh ah... Bu kadar kararlı bir beslenme programı ve egsersiz programı uygulamamıştım. Kendimi çok da iyi hissediyorum. Hayatımı sağlıklı geçirmeye karar verince uygulamam da kolay oluyor. Sağlıksız bir diyettense sağlıklı bir beslenme programı oluşturmak ve sürdürmek en iiyisi bence. Ne de olsa yaşam kalitemizi çok etkiliyor. Şu anda tatilde aldığım iki kiloyu vermiş durumdayım. Bakalım önümüzdeki günlerde ne kadar verebileceğim.

Cuma, Temmuz 04, 2008

YE#ÇİKOLATA:4. BÖLÜM

Etkinliğimizin son tariflerini de yayınlayarak bitiriyorum. Bu güzel tarifler için tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Sevgili Serap, Berlin'den etkinliğimize katıldı. Sushiye farklı bir boyut getirerek Çikolatalı Tatlı Sushi yapmış. Ben çok beğendim umarım sizler de beğenir ve denersiniz. Davetlerde eminim sofralarımıza renk katacak.




Ankara'dan Sevgili Hatice, Çikolata Soslu Kek yapmış. Bir dahaki buluşmamızda tanışmak istediğimi de eklemek isterim Hatice'ciğim:))











Sevgili Burcu(Chaplin Cafe) bize oldukça uzak bir yerden Belçika'dan Çikolatalı Portakal Şekerlemesi yapmış. Bu kadar uzaklardan gönderdiği tariflerle misafirim olması ne kadar ince olduğunu gösteriyor.










Sevgili Ayşe de(Mutfak Telaşı), son anda etkinliğimize katılan arkadaşlardan. Yetiştiğine çok sevindim Ayşe'ciğim. Gaziantep'ten katılan arkadaşımız Çikolata Kasesinde Çikolatalı Dondurma göndermiş bizlere. Bu sıcak yaz gününde ne güzel olur.




Perşembe, Temmuz 03, 2008

YE#35:ÇİKOLATA 3.BÖLÜM


Çikolata etkinliğimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yurtdışına çıkıyoruz şimdi de.


Yaman Ayşe'ciğim çok güzel tariflerle katıldı etkinliğimize. Zaten mahareti konusunda şüphemiz yok. Çok güzel Çikolata ve Mini Cupcake görmek ve hemen denemek isterseniz sayfasını ziyaret edin bence. Birbirinden güzel çikolatalarla yüreğiniz de şenlensin.






Sevgili Dilek(Dilekçe), İsviçre'den mis gibi Vişneli,Cevizli Browni göndermiş bizlere. Yine vişne ile çikolatayı birarada görünce bir ah çektim içimden.





Sevgili Öznur (Bahar Çiçeği), Almanya'dan bu güzel Muzlu, Çikolatalı Pastayı göndermiş. Sevgisinide çok uzaklardan bize iletmiş bu şekilde.






Tekrar İstanbul'a dönelim artık. Burçak (Mutluluk Mutfakta Gizlidir), hepimizin de bayıldığı Truffle yapmış. Canım arkadaşım beni yalnız bırakmamış misafirim olmuş.











Sevgili Kübra da(Bizim Evin Aşçısı) Çilekli Kolay Pasta ile katılmış etkinliğimize. Çok hoş ve pratik bir tarif.







İstanbul'dan Sevgili Neslihan, Çilekli ve Krem Şantili Çikolatalar hazırlamış ve çok hoş da sunmuş. Uğramışken diğer tariflere bakın derim. Çok güzel bir blog çünkü.






Ankara'dan güzel arkadaşım Eda da (Bir Demet Fesleğen) bizler için Çikolatalı Lokum hazırlamış. Canım arkadaşım bu kadar yoğunlukta benim için bu lokumları hazırlaman çok hoş.