Cumartesi, Aralık 23, 2006

ALİ'CİĞİMİN NİKAHI


Çok sevdiğim bir arkadaşım Ali. Eşi de Melehat. 12 Aralık'ta onların nikahı vardı, haftaiçi ve öğle saatinde. İzin almak zorunda kaldım ama Ali'nin nikahı için her zaman izin alabilirim. Onun yeri bambaşka...

Melehat'in attığı gelin çiçeğini refleks olarak tutunca Melehat'in arkadaşları çok kızdı, onlar evlenmek istiyorlarmış da. Hem batıl inancımın olmaması hem de farkında olmadan sırf refleks olarak tuttuğum için diyecek birşey bulamıyorum. Zaten evli olduğum için de aslında çiçeği tutmak gibi bir niyetim yoktu. Bir de şu var ki çiçek tutmakla evlenilmiyor maalesef:))) Neyse üzülen arkadaşlara çiçeği iade ettim pek tatmin olmasalar da elimden bu kadarı geldi.

Perşembe, Aralık 14, 2006

YE#17 "KABAKGİLLER": ÇİKOLATALI BALKABAĞI MANTARLARI

Bu ayki Ye#17 yemek etkinliğinin ev sahibi Sevgili Vildan'dı. Vildan çok hoş ve de zorlayıcı, yaratıcılığı geliştirici bir konu seçmiş:kabakgiller. Büyük bir araştırmadan sonra kabakla farklı ne yapabilirim derken buldum bu tarifi. Hafif bir tatlı oldu, atıştırmalık ve hafif tatlıları sevenler için. Vildan'a da teşekkürler.

Doğrusu benim için çok emek vererek yapmayı başardığım bir tarif oldu. Yapmasının zorluğundan değil de malzemeleri biraraya getirmek ve yapmak zaman darlığı nedeniyle ve hafıza zayıflığından dolayı uzun sürdü. Markete her gittiğimde bir malzemeyi unutup çıktım ve her iş çıkışımda unuttuklarımı almak zorunda kaldım. Evde de beni özleyen minik bir bebek olunca da acele yaptığım alışverişler beni daha çok uğraştırdı ama değdi. Yemek etkinlikleri beni hep heyecanlandırıyor zaten...


MALZEMELER:

  • 2,5 fincan vanilyalı bisküvi,
  • 1 fincan kavrulmuş badem (ceviz, fındık da olabilir),
  • 3/4 fincan pudra şekeri,
  • 2 çay kaşığı tarçın,
  • 1 fincan eritilmiş çikolata,
  • 1/2 fincan balkabağı püresi,
  • 1/3 fincan kahve likörü ya da elma suyu.

YAPILIŞI:

  1. Bisküvileri toz haline getirin.
  2. Bademleri ezip bisküvilere ekleyin.
  3. Pudra şekeri, tarçın, balkabağı püresi ve kahve likörünü ekleyip karıştırın.
  4. Çikolatayı da benmari usulü eritip karışıma ekleyin ve iyice yoğurun. Kıvamına göre bisküvi ekleyebilirsiniz.
  5. Küçük toplar yapıp pudra şekeri, tarçın ya da dövülmüş bademe, ya da cevize bulayın.

Çarşamba, Kasım 22, 2006

BALIK PİLAKİSİ VE ÇOCUKLARIMIZ


Öncelikle son zamanlarda aklıma gelen bir konudan bahsetmek istiyorum. Çocuklarımızı Üstün Dökmen'in deyimiyle hayatımızın yara bandı olarak görüyor ve onları yapamadıklarımızı yapsınlar ya da hayatımızdaki eksikliklerimizi onlar gidersin diye doğuruyor ve büyütüyoruz. Ama onlar yara bandı değil tek başlarına bireyler. Ve onların da kendine has bir hayatları var. Onlar da kendi istedikleri gibi yaşamak istiyorlar lütfen bunu gözden kaçırmayalım, birey olduklarını unutmayalım. Belki de çok farkında olmasak bile böyle davranıyor ve çocuklarımızı kendi malımız olarak görüyoruz... Çevremde sık gördüğüm ve çok üzüldüğüm bir konu olduğu için değinmek zorunda hissettim. Aslında söyleyecek o kadar çok şey var ki ama ben sadece bir hatırlatma yaparak geçmek istiyorum.Bu konuda bir şiir de eklemeden geçemeyeceğim..

ÇOCUKLARINIZ SİZİN ÇOCUKLARINIZ DEĞİL

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,

onlar kendi yolunu izleyen hayat’ın oğulları ve kızları.

sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler

ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.

Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.

çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.

bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.

çünkü ruhları yarındadır, siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.

siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları

kendiniz gibi olmaya zorlamayın.

çünkü hayat geri dönmez,

dünle de bir alışverişi yoktur.

siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.

Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür

ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.

okçunun önünde kıvançla eğilin

çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar

başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.

Lübnan'lı filozof-şair Halil Gibran


Kış mevsiminin yiyeceklerinden birisi balık ve ben de çok severim. Buna rağmen sizlerle balık yemeği paylaşmamışım uzun zamandır. Hem hafif hem de lezzetli bir pilaki paylaşayım dedim ,balık severlere bir alternatif olsun. Eşim de ben de balığı çok severiz. Muğla'ya her gittiğimizde ki her haftasonu gidiyorduk, orada çıkarılan yerel balıklardan alırdık. (sokarca gibi.). Tadına bakmadığım balık kalmadı sanırım. Hatta balıkçıların farklı isimler söyleyerek sattıkları ( ya bilmedikleri ya da insanların ismini bilmedikleri balıkları yemek istememelerinden kaynaklanan sorunu halletmek için kandırmacadan dolayı) balıkların gerçek isimlerini de bilirim. Hatta hangi balık hangi derinlikte bulunur, nasıl avlanır... Evde bir de balık avlama yöntemleriyle ilgili kitabım da var. Eşim her ne kadar sadece yemekten yana ise de ben avlamayı da seviyorum. Henüz başarılı olamadım ama öğreneceğim yavaş yavaş..


MALZEMELER:

  • 2 palamut (1kg.),
  • 300 gr. soğan (3 adet),
  • 4 orta boy domates,
  • 10 diş sarımsak,
  • 1 bağ maydanoz,
  • Tuz,
  • Taze çekilmiş karabiber,
  • 6 çorba kaşığı zeytinyağı,
  • 3 çorba kaşığı sirke.

YAPILIŞI:

  1. Balık ve soğanları halka halka doğrayın. Domatesleri üçe veya dörde bölün. Maydanozları ince ince kıyın. Sarımsakları soyun. Sarımsaklar bütün olarak yemeğe eklenecek.
  2. Bir balık güvecine balıkları yerleştirin üzerine soğanları ve domatesleri dizin.
  3. Sarımsakları da koyup maydanozu serpin.
  4. Tuz ve karabiberini de ekleyip ocakta bir taşım kaynatın.
  5. Kısık ateşte kapağını kapatıp yaklaşık 30 dakika pişirin.
  6. Soğuyunca maydanoz serpin.

Cumartesi, Kasım 18, 2006

KARIŞIK PİZZA



Son zamanlarda yapmam geren ama bir türlü uğraşmak istemediğim şeyler vardı. Bir kısmını yaptım ve tam olarak olmasa da kısmi bir rahatlık istiyorum. Başlangıçlar hep zordur fakat adım attıktan sonra gerisi kolaylaşır. İlk adımdan sonra daha hızlı yürümeye başlarsınız hatta koşmaya başlarsınız. Neyse ki bu haftayı biraz rahatlayarak sona erdirdim.
Kızım da eski sağlığına kavuştu. Bu ise bende inanılmaz bir rahatlama gerçekleştirdi. Hastalıklarla uğraşmak daha zor ve yorucu oluyor. Bir de yalnız başınıza mücadele etmeniz gerekiyorsa. Güçlü olmak bile bazen yalnız mücadeleyi kolaylaştırmıyor maalesef. Çok yorulduğunuz anlarda, yorgun düştüğünüz anlarda birini istiyorsunuz yanınızda. Eşim kilometrelerce uzakta yanımda olmaya çalışıyor ama bu da yeterli olmuyor bir yerde. Hem fiziksel hem psikolojil anlamda zor bir hafta geçirdim. Umarım tekrar yaşamam diyeceğim ama hayat bu tarz hatta daha acı ya da güzellerini her zaman karşımıza çıkaracaktır. Hayatın cilvesi....
Bir kaç gün önce öyle canım pizza çekti ki akşam üzeri yapmaya karar verdim. Akşam yemeği için geç bir vakitti ama ben tüm kararlılığımla yapıp yedim.

MALZEMELER;

  • Sucuk,
  • Sosis,
  • Mantar,
  • Yeşil zeytin,
  • 2 domates,
  • Kaşar peyniri rendesi,
  • Un,
  • 1 paket instant maya (küçük poşetlerden),
  • 1 su bardağı ılık süt,
  • Su,
  • 1 yemek kaşığı tozşeker,
  • 1 tatlı kaşığı tuz.

YAPILIŞI:

Tamamen gözkararı yaptığım bir pizza oldu. Unu bir kaba alıp maya, tuz, şeker ve sütü ekleyip yoğurdum. Kıvamına göre ılık su ekleyip pürüzsüz bir hamur yaptım. 1 saat üzerini kapatıp mayalandırdım.

Mayalanan hamuru açıp bir tepsiye ince bir şekilde yaydım. Domatesleri rendeleyip tuz ve karabiber de serperek hamurun üzerine yaydım. Önce hamuru çatalla değişik yerlerinden deldim. Rendelenmiş kaşarı yayıp, dilimlenmiş sucuk, sosis, zeytin, ve mantarları dizdim. Önceden 280 derece ısıtılmış fırında 15-20 dakika pişirdim.

Çarşamba, Kasım 15, 2006

YE#16 :PATATES SEPETİNDE KUZU KEBABI

Bu ayki etkinliğimizin ev sahipliğini sevgili Evren yapıyor.Ve ben haftalar öncesinden tarifimi yaptığım halde bazı aksiliklerden dolayı geç yayınlıyorum. Bir haftadır kızımın hastalığı nedeniyle hastaneden çıkamadım maalesef. Gündüz işteyim eve dönünce hastaneye koşturuyorum. Belki de teşhis zorluğundan dolayı hergün gitmek zorunda kaldım. Nihayet kendini toparlamaya başladı, ateşi düştü. Sabahlara kadar onun başında bekleyip akşama kadar da işte koşturmak inanılmaz yordu beni. Hiç dinlenemeyecekmişim gibi hissediyordum ama nihayet toparladım. Etkinliğe geç kaldığım için arkadaşlar kusura bakmayın.
MALZEMELER:
  • 200 gram kuzu eti,
  • 1 adet kuru soğan,
  • 1 kahve fincanı zeytinyağı,
  • 1 diş sarımsak,
  • 1 domates,
  • 2 adet sivri biber,
  • Taze kekik,
  • Karabiber,
  • Tuz
  • Tabi ki patates (sayısını isteğinize göre ayarlayabilirsiniz).

YAPILIŞI:

  1. Öncelikle patateslere sepet görünümü vermemiz gerekiyor. Sağ ve sol tataflarından üçgen şeklinde parçalar kesip kulpunu belirliyor ve iç kısmını da oyarak çıkarıyorsunuz. Suyun içinde bekletiyorsunuz kararmaması için.
  2. Kebabına geçiyoruz şimdi de. Önce soğanları ince ince doğrayıp yağda soteliyorsunuz daha sonra ince doğranmış biberlere de aynı işlemi uyguluyorsunuz.
  3. Küçük doğranmış kuzu etini ekleyip soteliyorsunuz.
  4. Kabuğu soyulup küp şeklinde doğranmış domatesi, minik minik doğranmış sarımsağı, taze kekik ve karabiberi ekleyin. Tuzunu etler pişince ekleyin.
  5. Etler pişince ateşten alın.
  6. Sepet şeklini verdiğiniz patatesleri kurulayıp derin yağda kızartın.
  7. Kebabınızı patateslere doldurup isterseniz bu şekilde isterseniz biraz fırınladıktan sonra servis yapın. Fırınlanınca daha lezzetli oluyor.

Pazartesi, Kasım 06, 2006

FIRINDA PEKMEZLİ KABAK TATLISI

Kabak tatlısının nasıl yapıldığını eşimden öğrenmiştim. Bizim evde hiç tatmadığım bir lezzetti. Çok da severek yapıyorum, hem pratik hem de hafif oluyor. Resimde gördüğünüz tatlıyı pekmezsiz yapmıştım evde pekmez olmadığı için. İki türlü de çok güzel oluyor. Hele pişerken tarçının mutfağı dolduran kokusuna bayılıyorum. Yine burnuma kokususu geldi sanki:))

Aslında ben gözkararı yapıyorum tatlıyı ama güvenilir bir tarif isteyenlere Oktay Usta'nın tarifini yazdım.
MALZEMELER:

  • 2 kg kabak,
  • 4 su bardağı tozşeker (ben daha az koyuyorum hafif sevdiğim için),
  • 1 su bardağı pekmez,
  • Ceviz içi.

YAPILIŞI:

  1. Kabakları temizleyip yıkayın ve dilimleyerek tencereye yerleştirin.
  2. Şekeri ekleyip bekletin. Mümkünse bir gece önceden bekletin ki şeker eriyip suyu iyice çıksın. Eğer bekletmeden pişirecekseniz 1 su bardağı kadar su ekleyin.
  3. Aralarına çubuk tarçın yerleştirip ocakta kısık ateşte yumuşayıncaya kadar pişirin.
  4. Tepsiye alıp üzerine pekmezi gezdirin.
  5. 15-20 dakika fırınlayın.
  6. Dövülmüş ceviz içi serperek servis yapın.

Perşembe, Ekim 19, 2006

KEREVİZ SALATASI


Bir bayramı da geçirdik bugün itibariyle. Tekrar işlerimize ve koşuşturmalarımıza döndük. Aslında artık bayramlar benim için çok anlam ifade etmiyor, sıradan geçiyor çünkü. Tek sevindiğim kısmı eşim ve kızımla daha fazla vakit geçirmek oldu. Bol bol gezdik. Umarım sizler de güzel vakit geçirebilmişsinizdir. Bayram sonrası size vermek istediğim ilk tarif kereviz salatası. Kereviz yemeğini sevmeyenler için ideal bir tarif, hem de kolay.

MALZEMELER:

  • 2-3 kereviz,
  • 3 su bardağı yoğurt,
  • 3 çorba kaşığı mayonez (zevkinize göre miktarını artırabilirsiniz),
  • tuz,
  • karabiber.

YAPILIŞI:

  1. Yoğurt ve mayonezi derin bir kapta karıştırın.
  2. Kerevizleri yıkayıp soyun. Rendeleyin ve bekletmeden yoğurdun içine alıp karıştırın. Ben rendeleme işi bitmeden sık sık karışıma ekleyip karıştırıyorum. Aksi halde kararır.
  3. Tuz ve karabiber ekleyip iyice karıştırın. Servis tabağına alıp süsleyin.

KABAK VE HAVUÇ SALATASI


Salata deyince hayatıma bir renk ve güzellik doluyor. Yemeği güzel gösteren zenginleştiren sade ama güzel bir yiyecek. Ne yersem yiyeyim yanında salata çeşidi yemeyi seviyorum. Bugün de evdeki sebzeleri değerlendirmek için yaptığım kabak ve havuç salatasını sizlerle paylaşmak istedim.

MALZEMELER:

  • 2 adet kabak,
  • 2 adet havuç,
  • 2 su bardağı yoğurt (ben göz kararı koyuyorum),
  • 3-4 yemek kaşığı mayonez,
  • zeytinyağı,
  • tuz,
  • karabiber.

YAPILIŞI:

  1. Kabak ve havuçları soyup rendeleyin.
  2. Tavaya zeytinyağını koyup rendelediğiniz sebzeleri yumuşayıncaya kadar soteleyin. Önce havuçları bir süre soteleyip kabağı sonra ekleyin. Pişme süreleri farklı olduğu için.
  3. Soğuyunca yoğurt, mayonez, tuz ve karabiberi ekleyip iyice karıştırın.

Pazartesi, Ekim 16, 2006

YE#15 :ZERDE


Yemek etkinliğine ilk katılışım, o yüzden benim için heyecanlı bir ilk. Ev sahibemiz Dersaat'e teşekkür etmek istiyorum. Bu etkinlikte çoğumuzun tadını unuttuğu belki de hiç tadını bilmediği bir tatlıyı yapmak istedim. Osmanlı mutfağında çok yapılan Zerde günümüzde de Safranbolu'da yapılıyor. Gezmek için gidenler mutlaka tatmışlardır.

MALZEMELER:
  • 1 gram safran,
  • 100 ml. gülsuyu(1/2 su bardağı),
  • 1/2 su bardağı pirinç,
  • 125 gram mısır nişastası,
  • 10 su bardağı su,
  • 4 su bardağı tozşeker,
  • süslemek için kuş üzümü.

YAPILIŞI:

  1. Safranı 7-8 saat önceden gülsuyunda ıslatın.
  2. Pirinci yıkayıp süzün ve ılık suda 15 dakika ıslatın.
  3. Pirinci 8 su bardağı su ile yumuşayıncana kadar pişirin.
  4. Safranı süzüp gülsuyunu karışıma ekleyip bir taşım kaynatın.
  5. Tozşekeri ekleyip eriyene kadar karıştırın.
  6. Pirinç ununu 2 su bardağı su ile inceltip sürekli karıştırarak karışıma yavaş yavaş ekleyin.
  7. Bir taşım kaynatıp ateşi kısıp kıvamı koyulaşana kadar pişirin.
  8. Kaselere boşaltıp soğuyunca suda bekletilip şişirilmiş kuş üzümü ile süsleyin.

Perşembe, Ekim 12, 2006

MANTARLI BÖREK




Bir kaç gün önce iftarda ne yapsam derken arayıp buldum börek tarifini. Diğer yemeklerle uğraşınca böreğe fazla zaman ayıramazdım o nedenle pratik olsun diye yaptım. İç malzemesi zengin olduğundan sanırım lezzetli oldu. Zaten mantarın girdiği herşey lezzetlidir benim gözümde. Eşim de benim yemeklerimi çok özlemiş, ancak ayda birkaç gün yiyebildiği için. Bugün geliyor, ona güzel yemekler hazırlamak istiyorum. Neyse ki bir hafta kadar kalacak, kızım da çok sevinecek bu işe....


MALZEMELER:
  • 10 adet milföy hamuru,
  • 1 yumurtanın sarısı,
  • 3 çorba kaşığı kaşar peyniri rendesi.

İç Malzemesi:

  • 300 gram haşlanmış mantar,
  • 3 sivri biber,
  • 2 adet kuru soğan,
  • 2 çorba kaşığı tereyağı,
  • 300 gram kıyma,
  • 2 adet domates,
  • karabiber,
  • kekik
  • tuz.

YAPILIŞI:

  1. İnce doğranan soğanları tereyağda kavurun, mantar ve biberleri de kıyıp ekleyin. Ben mantarları limon suyu ve tuz eklenmiş suda haşladım. Görüntüsü de güzel oldu.
  2. Kıymayı ekleyip 1-2 dakika kavurun. Biraz kavrulunca rendelenmiş domates, tuz, karabiber ve kekik ilave edip karıştırın.
  3. Ateşten alıp soğumaya bırakın.
  4. Milföyü unlayıp merdane ile ince bir şekilde açın.
  5. Mantarlı soteyi yufkanın üzerine yayın ve rulo şeklinde sarın. Daha sonra hamurun iki ucunu içeri doğru birleştirin.
  6. Üzerine yumurta sarısı sürüp kaşar rendesi serpin. Ben kaşar sevdiğim için biraz fazla serptim.
  7. Önceden ısıtılmış 180 derecede 25-30 dakika pişirin.

Cumartesi, Ekim 07, 2006

PEYNİRLİ POĞAÇA

Bugün tarifleri ardı ardına yazıyorum. Bir süredir birikmişti, vakit bulup yazamamıştım. Bu tarifi yapalı bir aydan fazla oldu.
Sabahları uyandığımda eğer işe gitmiyorsam o gün, kahvaltı için hamurişi yapmak isterim hep. Ya poğaça ya börek... Evdekiler geç kalktıkları için vakit de oluyor yapmaya. BU poğaçayı da böyle bir sabah yaptım. Bir nevi sürpriz olsun hem de. Düşündüm de beni de biri sabah sıcak poğaça ile karşılasa çok mutlu olurdum.

MALZEMELER:
  • 125 gram margarin,
  • 1 su bardağı yoğurt,
  • 1/2 çay bardağı sıvıyağ ( margarin yerine de sıvıyağ koyabilirsiniz),
  • 1 tatlı kaşığı tuz,
  • 3,5 su bardağı un,
  • 1 kabartma tozu.

İÇ MALZEMESİ:

  • 1 yumurta akı,
  • 1 su bardağı peynir,
  • 1/2 demet maydanoz.
  • ÜZERİNE:
    1 yumurta sarısı,
  • susam, çörekotu.

YAPILIŞI:

  1. Hamur malzemelerini karıştırıp iyice yoğurun.
  2. Parçalar koparıp yuvarlayın ve içine peynirli karışımdan koyup şekil verin.
  3. Üzerine ymyrta sarısı sürüp çörek otu ya da susam serpin.
  4. 175 derece fırında 20-30 dakika pişirin.

CANIM ARKADAŞIM İLKER'İN DÜĞÜNÜ

Sevgili arkadaşım İlker 9 Eylül'de Şengül ile evlendi. Biz de arkadaşları olarak yanındaydık. Düğünler(kendi düğünümüz hariç) çok zevkli ve eğlenceli oluyor. Gelin ve damat kıyafetlerinin içinde bunalırken ve hareket edemezken biz dışarıdan bakıp güzel vakit geçirebiliyoruz. Okul arkadaşlarımızın de çoğunluğu oradaydı. Uzun süren ayrılıktan sonra hasret giderdik, son durumlarımız hakkında bilgiler verdik. Bu açıdan da çok güzel bir gün oldu. Evlenenler, çocuğu olanlar, iş değişiklikleri, daha neler neler... Koskoca bir aile gibiydik.

Özellikle arkadaş grubumuz gittikçe büyüyor. Bu da çok hoşuma gidiyor doğrusu. Önce eşlerimiz katıldı gruba sonra da çocuklar dahil olmaya başlandı. Henüz iki tane çocuğumuz katıldı ama bir iki seneye kadar bu sayı hızla artacağa benziyor.

Nikaha erken gitmek için arkadaşlarla sözleştik ama her zaman ki gibi randevumuza geç kaldılar. Benim arkadaşlarımın çoğu böyledir. Benim gibi dakik bir insan için zor oluyor ama ne yapayım ben onları böyle seviyorum. Ama düşünmeden de edemiyorum neden ben:)) Her şeye rağmen nikaha az da olsa erken gidip arkadaşlarımla vakit geçirebildik. Kızımı da çimenlere bıraktım, doğanın tadını çıkarsın diye. Biz de Züleyha ve Elçin'le banklara serilip onu izledik. Yazın son sıcak günlerinin de tadını çıkardık bir yandan da. İlkerciğim sana ömür boyu mutluluklar diliyorum. Güzel şeyleri hakeden nadir insanlardan birisin. Umarım herşey istediğin gibi olur.

Perşembe, Ekim 05, 2006

CARAWAY SCONES :KARA KİMYONLU (KİŞNİŞLİ) ÇÖREK


Bu tarifi yabancı bir yemek sitesinden almıştım ama hangi ülkeye ait olduğunu kaydetmemişim. Benimki biraz aceleye geldiği için şekli tam istediğim gibi olmadı ama tadı çok güzeldi. Daha özenli yaptığınızda hem görüntü hem lezzet çok güzel oluyor.

MALZEMELER:

  • 2 fincan un,
  • 4 1/2 yemek kaşığı toz şeker,
  • 2 yemek kaşığı kabartma tozu,
  • 2 yemek kaşığı kara kimyon (kişniş) tohumları,
  • 1/2 yemek kaşığı tuz,
  • 1/4 fincan tereyağı,
  • 1 yumurta,
  • 2/3 fincan süt.

YAPILIŞI:

  1. Bir kapta un, şeker, kabartma tozu, kişniş tohumları ve tuzu karıştırın.
  2. Tereyağını küp küp kesin.
  3. Başka bir kapta yumurta ve sütü çırpın. Ve un karışımına ekleyip yoğurun.
  4. Düz bir zemine un serpin ve hamuru 6-8 kez yoğurun.
  5. Yağlanmış bir kalıba veya tapsiye yayıp bıçakla sekiz parçaya bölün.
  6. Önceden ısıtılmış 180 derecede 17-22 dakika pişirin.

Çarşamba, Ekim 04, 2006

TARÇINLI ÇÖREK


Erkek kardeşimin kurabiye istediği bir gün yaptım tarçınlı çöreği. Portakal Ağacı'ndan aldım tarifi de. Çok güzel bir çörek çıktı böylece. Tarifi de orjinalinden fazla uzaklaşmadan Portakal Ağacı'nda olduğu şekliyle yayınlıyorum.

MALZEMELER:

  • 6,5 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 5,5 silme yemek kaşığı ayçiçek

yağı/tereyağı/margarin

  • 1 yumurta
  • 1 tatlı kaşığı limon rendesi
  • 3 su bardağı un (3,5 cup/450gr)
  • 2 tatlı kaşığı toz maya (veya 1 paket yaş maya)
  • 1 su bardağı süt (oda sıcaklığında)
  • tarçın şekeri: 6 yemek kaşığı toz şeker+1,5 yemek kaşığı tarçın
    hazırlanması:
    yaş maya kullanıyorsanız mayayı sütte eritin.
    şekeri, tuzu ve yağı mikserin orta hızında karıştırın. (veya uzun saplı metal bir kaşıkla karıştırın)
    yumurta ve limonu ekleyip karıştırın. unu ve mayayı ilave edin. (toz maya kullanıyorsanız bu aşamada mayayı ve sütü ekleyin. mayayı direkt unla karıştırmak benim gözümü korkuttuğu için ben önce unu malzemelerin üzerine serptim. diğer malzemelerle karışmayacak biçimde havuz açıp mayayı oraya döktüm.) hamur toparlanana kadar yoğurun. (yaklaşık 10 dakika) bu aşamada biraz un veya bir miktar süt eklemeniz gerekebilir.
    hamurun üzerini yağlanmış bir streç ile kapatıp oda sıcaklığında 2 saat bekletin.
    hamur açacağınız yüzeye biraz yağ sürün. hamuru bir merdane yardımıyla arada üzerine un serperek kalınca bir dikdörtgen şeklinde açın. hamurun üzerine tarçın şekeri serpin. (isterseniz üzerine dövülmüş ceviz ve üzüm de serpebilirsiniz). hamuru rulo gibi sarın ve yaklaşık 12 parçaya kesin.
    çörekleri yağlı kağıt serili tepsiye aralıklı dizin. oda sıcaklığında 70-90 dakika bekletin. (ısıtılıp kapatılan fırında 30 dakika) bu aşamada çöreklerin orta bölümleri kabarıp yükselmeye başlayacaklardır. (isterseniz bu aşamadan sonra buzdolabına koyup 2 gün saklayabilirsiniz. ancak pişirmeden 3-4 saat önce buzdolabından çıkartıp oda sıcaklığında bekletin.)
    fırını 175C'ye getirin. tepsiyi orta göze koyup 20-30 dakika pişirin.
    glazür için 3,5 bardak pudra şekerini bir kaseye dökün. 1 tatlı kaşığı limon suyu, 6 yemek kaşığı ılık süt ekleyin. tüm şeker eriyene kadar hafifçe karıştırın. (süt az gelirse azar azar ekleyin) çörekler ılınınca glazürü üzerlerine bir çatalın uçları ile sürün. (veya elinize bir eldiven geçirip parmağınızın uçları ile de damlatabilirsiniz.)

Cuma, Eylül 22, 2006

BROWNİ


Ahhhh nasıl canım kek istedi, yanında sıcacık bir çayla televizyonun karşısında sevdiğin bir programı izlerken, eşinle ya da dostlarınla birlikte ne güzel gider..Diye düşündüm ve hiç vakit geçirmeden de yaptım. Sohbet eşliğinde de tadı ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Browniyi yaparken üşenmedim de çay yapmaya üşendim, kahve de fena olmaz sonuçta. Ne zamandır kahve içmediğimi hatırladım birden. Pek çay kahve merakım yoktur aslında. Ancak yanında kurabiye ya da kek olacak o zaman tadını çıkarıyorum. Bir de soğuk kış günlerinde açık havada içmeye bayılıyorum.

MALZEMELER:
  • 3 yumurta,
  • 1 su bardağı zeytinyağı,
  • 2 su bardağı un,
  • 1 su bardağı süt,
  • 1 su bardağı toz şeker,
  • 1 paket kabartma tozu,
  • 2 çorba kaşığı kakao.

YAPILIŞI:

  1. Yumurtaları çırpın, şekeri ekleyip iyice çırpın.
  2. Süt ve kakaoyu ekleyip çırpın.
  3. Bu karışımdan 1 su bardağını ayırın.
  4. Kalan karışıma un ve kabartma tozunu ekleyip karıştırın.
  5. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında pişirin.
  6. Pişince keki aralıklı delip ayırdığınız karışımı üzerine dökün.

Pazar, Eylül 17, 2006

HIRSIIZZZZ VAAARRRR

Arkadaşlar hepinizin de bildiği gibi bloglarımıza bir hırsız dadanmış durumda. Hatta ne yazdığımıza bile dikkat etmeden tariflerimizi kendi sitelerine geçirmişler. Emeğimize saygı duymadıkları için kınıyorum. Sırf maddi kazançlar için binbir emekle hazırladığımız sitelerimizi kullanıyorlar. gurme.net'e hep birlikte tepkimizi göstermeliyiz.

Pazartesi, Eylül 11, 2006

BİBERİYELİ PİDE EKMEK


TNihayet tarifi yazma fırsatı buldum. Bir taraftan iş yoğunluğu bir taraftan da kızımın rahatsızlığı nedeniyle vakit bulamamıştım. Artık yazabilirim. Bu ekmeği yapalı çok olmuştu, Ankara'ya gelmeden yapmıştım. Bu tarifi Sistem-kurmak'tan almıştım.

MALZEMELER:
  • 500 gr. un,
  • 1 su bardağı süt,
  • 2 yemek kaşığı kıyılmış taze biberiye,
  • 1/2 su bardağı ekşi maya (ekşi mayanız yoksa yaş veya kuru mayanızı 1/2 paket koyun),
  • 1/4 paket yaş veya kuru maya,
  • 1 tatlı kaşığı tuz,
  • 2 yemek kaşığı tereyağı,
  • 1/3 su bardağı su,

üzeri için:

  • 1 yumurtanın beyazı
  • susam.

YAPILIŞI:

  1. Hamur malzemelerini karıştırıp hamur yapın. Üzerini kapatıp 10 dakika dinlendirin.
  2. Fırını açın ve ısınınca kapatın. Kapağı kapalı olarak hamuru fırında 1 saat mayalandırın.
  3. Hafif unlanmış kalıba hamuru yerleştirin. (kelepçeli kek kalıbı uygun oluyor).
  4. Tekrar ılık fırında 50 dakika mayalandır.
  5. Üzerini bıçakla çizin, yumurta akı sürüp susam serpin.
  6. 250 derece fırında kızarana kadar pişirin.

İRMİK HELVASI


Eşimin ne zaman canı tatlı istese irmik helvası ister veya yapar. itiraf etmek gerekirse benden daha güzel yapıyor, üstelik de göz kararıyla. Çok kolay gibi görünmekle beraber çok fire vererek öğrendiğim bir tatlı. Sanırım kıvamını ayarlamak zor oluyor. Bu helvayı da eşim Ankara'ya geldiğinde yaptım.

TAVA BÖREĞİ


Yemek yapmak canım istemediği zamanlarda hemen börek yapıyorum. Yine kızımla uğraşmaktan yorgun düştüğüm birgün yaptım bu böreği de. Üniversiteden arkadaşım Züleyha'da görmüştüm ilk bu böreği. Çok lezzetli gelmişti, o günden beridir sık sık yaparım. Özellikle de kahvaltı da harika oluyor.

3 tane yufkadan yapılıyor. İçine zevkinize göre bir harç koyabilirsiniz. Ben beyaz peynir tercih ediyorum, sanki daha çok yakışıyor gibi:))) Yufkaların arasına sürmek için de 1 yumurta, 2-3 kaşık yoğurt ve biraz da sıvıyağdan oluşan bir karışım kullanıyorum. Tavayı öncelikle yağlayıp yufkanın birini serin. Üzerine hazırladığınız karışımdan bolca sürün. Diğer yufkayı buruşturarak serin ve karışımdan sürün. İç harcını da bu araya koyacaksınız. En alttaki yufkanın taşan kenarlarını harcın üzerini kapatacal şekilde örtün ve karışımdan sürün. En üste de son yufkayı serip taşan kenarlarını böreğin altına katlayın. Ve önlü arkalı ocakta pişirin...

Perşembe, Ağustos 17, 2006

MAYALI POĞAÇA


Portakal Ağacı'ndan aldığım bu tarifi iki kez denedim ve nefis oldular. Her yaptığınızda, her koşulda olumlu sonuç veren tariflerden. İki denemem de çok farklı şartlarda olmasına rağmen herkes çok beğendi. Aynı hamurdan farklı şekillerde yaptım, bazılarının fotoğrafını çekemedim ama hepsi de güzel oldu. Erkek kardeşimin isteğiyle pizza şeklinde de yaptım. Onu da denemenizi tavsiye ederim.

Pazar, Ağustos 13, 2006

CİĞERLİ PİLAV


Eşim tavuk ciğerini sevdiği için sık sık da yapar. Genellikle sade yapar ama bu kez pilavla denemek istedi. Tadı da gayet güzel olmuş. Yapması da oldukça kolay. öncelikle ciğerleri doğrayıp güzelce yıkıyorsunuz. Eşim yıkama işiyle çok uzun süre uğraşıyor, pişme zamanından bile daha uzun... Sonra tencereye biraz sıvıyağ gezdirip halka halka doğranmış kuru soğanı dibe yayıyorsunuz. Üzerine ciğerleri yerleştirip en son yıkanmış pirinci ekliyorsunuz. Tuz, karabiber gezdirip yeterince su ekledikten sonra kısık ateşte pişiriyorsunuz.

Cumartesi, Ağustos 05, 2006

ÇİLEK REÇELİ



Malum reçeller hayatımızın vazgeçilmezlerinden.Yapalı çok oldu ama ancak zaman bulup sizlerle paylaşabildim. Nerdeyse bitecekti ama artık evimden uzakta olduğum için bitiremedim de. Bir tayin işlerini halledemediğim için evimden uzak yaşayacağım o yüzden pek keyifsizim. Sadece yemek deryasına dalabildiğim zaman rahatlayabiliyorum.
Reçel yapmayıbilmeyen yoktur ama bir de ben yazacağım:))


MALZEMELER:

  • 1kg çilek,
  • 1kg toz şeker,
  • 1/2 limon.

YAPILIŞI:

  1. Çilekleri iyice yıkayıp ayıklayın.
  2. Toz şekeri üzerine döküp bir gece bekletin.
  3. Ertesi gün reçel kıvamına gelecek şekilde kaynatın. Reçel kıvamına gelip gelmediğini anlamak için porselen tabağa damlatıyorsunuz. Eğer reçel akmıyor ve yoğun duruyorsa olmuş demektir. Bunu sevgili Hatice'nin sayfasından (mekanımız mutfak) öğrendim.
  4. Ateşten almadan önce limon suyunu da ekleyip karıştırın.
  5. Kavanozlara koyup soğuyunca kapağını kapatın.

Perşembe, Temmuz 27, 2006

TAVUKLU LOLOROSSO SALATASI


Bu mevsimde en severek yediğim tadlardan biri salatalar. Bu tarifi de evdeki malzemeleri kullanarak yaptım. Tamamen damak tadıma göre uydurduğum bir salata. Lolorossonun tadını bilmeyenlerin denemesini tavsiye ederim. Hem görüntü olarak hem de tad olarak güzel bir tercih.
Muğla pazarında görür görmez aldım, marketlerdeki gibi pahalı da değil üstelik.
MALZEMELER:

  • 1 adet lolorosso,
  • 1 kase haşlanmış tavuk göğsü,
  • 3 yemek kaşığı tepeleme bezelye,
  • 4 yemek kaşığı tepeleme mısır,
  • 4-5 adet dilimlenmiş siyah zeytin,
  • 1 salatalık,
  • 1 domates,
  • zeytinyağı,
  • limon,
  • tuz.

YAPILIŞI:

  1. Yıkanmış lolorossoyu doğrayın. Elinizle de parçalayabilirsiniz.
  2. Tavuk etini, domates ve salatalığı istediğiniz şekilde doğrayın.
  3. Bu malzemeleri bir kaseye alıp karıştırın.
  4. Zeytin, mısır,bezelye ve tuzunu da ekleyip iyice karıştırın.
  5. zeytinyağı ve limon suyunu gzdirin.

Çarşamba, Temmuz 12, 2006

PAZAR EKMEĞİ

Bu tarifi netbul.com'dan almıştım. Cumartesi akşam hamurunu yapıyorsunuz, sabah da pişiriyorsunuz. İsmini de burdan alıyor. Pazar günü ev yapımı sıcak bir ekmekle kahvaltı yapmak gibisi var mı. Diğer tarifler sabah hazırlanıp uzun sürede yapıldığı için beklemek zor oluyordu. Bu tarif o açıdan daha kolay. Bildiğimiz ekmeklerden daha farklı bir hazırlanışı var. Herşey soğuk oluyor, insan da endişelenmeden duramıyor kabaracak mı acaba diye. Daha önceki yaptığım ekmekler gibi kabarmadı gerçekten ama tadı güzel oldu.

MALZEMELER:
  • 225 gr. un,
  • 10 gr. yaş maya,
  • 1/8 litre ayran,
  • 1/2 çay kaşığı tuz,
  • 1 yemek kaşığı süt.

YAPILIŞI:

  1. Yaş mayayı soğuk ayranda eritin.
  2. Una ekleyin. Tuz da ilave edip iyice yoğurun.
  3. Kapaklı bir kaba koyun ve kapağını kapatarak buzdolabının üst rafına koyun.
  4. Sabaha kadar bekletin.
  5. Ertesi gün çıkarıp yoğurun.
  6. 3 tane yuvarlak yapın (ben iki tane yaptım).
  7. Üzerlerine bıçakla yarık açıp süt serpin.
  8. Fırının altına kaynar su dolu bir tepsi yerleştirin.
  9. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 30 dakika pişirin.

Salı, Temmuz 11, 2006

MANTAR VE KAKAOLU KURABİYE



Bu tarifi sevgili Şule'nin sitesinden aldım o da Portakal Ağacı'ndan almış, o nerden almış bilmiyorum:)) Ben de Şule Hanım'ın yaptığı değişikliğe göre yaptım ve çoook güzel olmuşlar. Bu hamurdan iki çeşit kurabiye yaptım ve çok farklı tadları olmuş. Kakao bile farklı bir tad çıkmasına neden olmuş. Hem renk oluyor hem çeşit, misafirleriniz aynı hamurdan yapıldığını anlayamazlar üstelik:)))

SARIMSAKLI VE BİBERİYELİ EKMEK

Tarif defterimden buldum bu ekmeği de. O kadar çok ekmek tarifi yazmışım ki ne zaman yazdım nerden yazdım karıştırıyorum. Kimlerden aldığımı keşke not etseydim, böyle bir web sayfasında yayınlayacağım aklıma gelmezdi. Şimdi not ediyorum artık ama eski tariflerin kaynakları çok karıştı.
Biberiyeleri de bahçeden kopardım, onu da dikmiş ev sahibimiz. Çok işime yaradı doğrusu. Yoksa taze biberiye zor bulurdum buralarda.

Biberiyelerin de fotoğrafını çekip hemen iliştirdim gördüğünüz gibi. Fotoğraf makinası elimden düşmüyor zaten. Zaten pek düşürmezdim de şimdi hiç ayrılmıyoruz.

MALZEMELR:

  • 3 su bardağı un,
  • 1 silme yemek kaşığı şeker,
  • 1/2 paket instant maya (7 gr),
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı,
  • 1 tatlı kaşığı tuz,
  • 1 su bardağı su.

Üzerine:

  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı,
  • 1 yemek kaşığı biberiye yaprağı,
  • çok az tuz,
  • 2 diş sarımsak,
  • 1/2 çay kaşığı karabiber

YAPILIŞI:

  1. Unu derin bir kaseye alıp ortasına ılık suyla erittiğiniz mayayı dökün.
  2. şekeri, tuzu ve zeytinyağını da ekleyip yoğurun.
  3. Hamurun üzerini nemli bir bezle örtüp 1 saat ılık bir yerde ya da oda sıcaklığında mayalandırın.
  4. Tekrar yoğurup şekil verin ve tepsiye yerleştirin.
  5. 30-45 dakika daha üzerini kapatıp mayalandırın.
  6. Zeytinyağı, dövülmüş sarımsak, kıyılmış biberiye yaprağı, tuz ve karabiberi bir kapta iyice karıştırıp ekmeğin üzerine sürün.
  7. Önceden ısıtılmış 180 derefırında 30 dakika kadar pişirin.

PANCAR TURŞUSU

Turşular hayatımızın vazgeçilmez yiyecekleri haline gelmiş çoktandır. Gerçi turşu yapma dönemi gelmedi ama pancarlar çoktaaan çıktı pazar tezgahlarına. Rengine bayıldığım bir sebze. Yaparken de her yanı kırmızıya boyadı. Tadı ve görüntüsüyle soframızı şenlendirsin de o bana yeter. Pazardan çok almıştım, birazını da salata yaptım. Eşimin arkadaşı gelmişti misafirliğe, pancar salatasına bayıldı. Fotoğrafını çekmediğim için yayınlayamıyorum ama bir daha ki sefere mutlaka sizlerle paylaşacağım. Tabi yapma fırsatı bulabilirsem, yoğun bir iş temposuna gireceğim de.

MALZEMELER:
  • 1 kg kırmızı pancar,
  • 2-3 diş sarımsak,
  • 1 su bardağı sirke (ben göz kararı yarısını su yarısını sirke koydum),
  • 1 su bardağı sirke,
  • 1 tatlı kaşığı tuz.

YAPILIŞI:

  1. Pancarları yıkayıp, haşlayın. Biraz diri olacak.
  2. Soyup, dilimleyin. Ben şekilli dilimleme aparatı ile yaptım, görüntüsü daha estetik oluyor.
  3. Kavanoza koyup üzerine başka bir kapta karıştırılmış dövülmüş ya da dilimlenmiş sarımsak, tuz, sirke ve su karışımını pancarların üzerine döküp alt üst yapın.
  4. Kapağını kapatıp bir köşeye kaldırın. 2-3 gün sonra turşunuz hazır.

Pazar, Temmuz 09, 2006

BAHÇEDEN GÖRÜNTÜLER



Kendimize ait olmasa da kendimizinmiş gibi kullanabildiğimiz bir bahçemiz var. Ev sahibi de sebzeleri dikti, yemesi bizden. Apartmandaki komşularımızın hepsi de öğretmen olduğu için herkes tatile gitti, müstakil evde oturuyor gibi hissediyorum kendimi. Hergün salatalık ve biber kontrolü yapıyorum. Bunlar eskiden de mi geç büyüyorlardı acaba. Gideceğimiz gün yaklaştıkça acele ediyorum, tadına bakmadan gitmeyeyim diye. Ama onlar da yavaş büyüyor:))) Çocukluğumda yediğim salatalık tadını yıllar sonra burada aldım, meğer tazelikten alırmış tadını. Buranın biberi de çok meşhur. Biber festivali bile var. Geçen yıl bir gün sonra taşındığımız için
kaçırmıştık, bu sene de Ankara'da olacağım için göremeyeceğim. Burda festival de nasıl kutlanır ki tahmin bile edemiyorum.
Sebzelerin yanı sıra bir çok çeşit de çiçek var. Bunlardan bazılarını çektim, sayfada yer kalmazdı yoksa. Sarı olan güneşin doğumuyla açıyor, güneşin batışıyla da soluyor. Her çiçek bir kere açıyor sadece. İki günüm kaldı burada geçireceğim, yine Ankara'nın yoğun temposunda eriyip gideceğim. O yüzden buraların havasını içime çekiyorum. Doğal ve taze gıdalardan sonra nasıl tekrar kötü olanlarına alışacağım bilemiyorum. İleride bahçeli bir evim olsun istiyorum, sebzelerimi kendim yetiştirebileyim. Bunun için eşimle çok uğraşıyoruz. Kimse bizim hayallerimizi gerçekleştireceğimize inanmasa de biz tüm bu planlarımızı gerçekleştireceğiz.İnanıyoruz ve cesaretimiz var. Daha ne olsun...

Perşembe, Temmuz 06, 2006

PROFİTEROL

Yapması epey uğraştırıcı olmasına rağmen hamurundan çok çıktığı için dondurucuya atıp istediğiniz zaman yiyebileceğiniz bir tatlı. Sadece krema hazırlayıp canınız çektiğinde yiyebilirsiniz. Zaten uğraştırıcı olan hamuru. Kalabalık bir davetli grubuna da fazlasıyla yetiyor. Benim gibi ayrı ayrı kaplarda sunacaksanız sos az geliyor yalnız. Tepsiyetüm hamurları koyup üzerine sos dökülecek şekildeki miktar aşağıdaki ölçüler.

MALZEMELER:

Hamuru için:

  • 1,5 su bardağı un,
  • 1 tatlı kaşığı toz şeker,
  • 100 gram margarin,
  • 4 yumurta,
  • 1,5 su bardağı su,
  • Bir fiske tuz.

Ortasındaki Krema İçin:

  • 3 su bardağı süt,
  • 3 çorba kaşığı un,
  • 1,5 su bardağı toz şeker,
  • 1 vanilya

Üzerindeki sos için:

  • 2 su bardağı süt,
  • 1 çay bardağı toz şeker,
  • 2 çorba kaşığı un,
  • 3 çorba kaşığı kakao (ben daha fazla koyuyorum, yoğun kakao tadını ve rengini sevdiğim için).

Sosa karıştırmak için:

  • 1 paket krem şanti,
  • 1 çay bardağı süt.

YAPILIŞI:

  1. Tencereye suyu koyup, margarini, şekeri ve tuzu da ekleyip kaynatmaya başlayın.
  2. Kaynayınca unu unu ekleyip karıştırın, topaklanmadan pişirin.
  3. Hamuru ocaktan alıp karıştırarak soğutun.
  4. Hamur soğuyunca yumurtaları teker teker hamura yedirin. Elle daha kolay oluyor.
  5. Fırın tepsisini çok hafif yağlayın.
  6. Hamuru krema sıkacağına doldurup tepsiye sıkarak yuvarlaklar oluşturun.
  7. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında pişirin.
  8. Krema için, süt, toz şeker, un ve vanilyayı tencereye koyup karıştırarak muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirin. Ve karıştırarak soğutun.
  9. Sos için sütü tencereye alın.
  10. Un, şeker ve kakaoyu ekleyip pişirin.
  11. Krem şantiyi sütle köpürtün ve sosa ekleyin.
  12. Soğuyan hamurların arasını açıp kremadan doldurun. Zaten içi boş oluyor.
  13. kaselere yerleştirip üzerine sosunu dökün.
  14. Üzerini süsleyebilirsiniz.

TARÇINLI KURABİYE



Kurabiye canavarı yine iş başında... Son zamanlarda hayatım kurabiyesiz çok anlamsız ve boş:)) Çayın yanında birşeyler yemeden yapamayanlardanım, yoksa çay içemiyorum. Kurabiye de çok yakışıyor çayın yanına.Bu tarifi de yoncacan.blogspot adresinden aldım. Yalnız şekeri biraz az geldi, tatlı sevenlere eklemelerini tavsiye ederim. Evde pudra şekeri kalmadığı için tozşekeri robottan geçirip kullandım ama pudra şekeri kadar iyi olmadı. Ama kurabiyelerin tadı herşeye rağmen güzeldi.

MALZEMELER:

  • 3 yemek kaşığı pudra şekeri (az oluyor bence daha fazla koyun),
  • 3 su bardağı un,
  • 1 margarin (oda sıcaklığında)
  • tarçın,
  • isteğe bağlı dövülmüş fındık ve ceviz.

YAPILIŞI:

  1. Tarçın hariç tüm malzemeyi yoğurup hamur yapın.
  2. ceviz büyüklüğünde paeçalar koparıp, yuvarlayın ve tepsiye dizin.
  3. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 30 dakika pişirin.
  4. Pişince fırını kapatıp içinde ılımaya bırakın.
  5. derin bir kapta tarçın ve pudra şekerşnş karıştırın.
  6. Kurabiyeler ılıyınce bu karışıma iyice bulayın.

YOĞURTLU DENİZ BÖRÜLCESİ

Börülceyi çok alınca bir de yoğurtlusunu yapayım dedim. Yoğurt işin içine girince de çok güzel şeyler çıkıyor. Daha önceki tarifimde börülceleri nasıl temizleyeceğimi anlatmıştım ama kısaca bahsedeyim yine. Börülceleri haşlayıp kılçıklarını sıyırıyorsunuz. Tutup çektiğinizde çıkıyor. Ben önceden hazırlayıp dolaba koymuştum. Sadece dolaptan çıkarıp yapmak kaldı. Dövülmüş sarımsak, zeytinyağı, limonsuyu, yoğurt ekleyip iyice karıştırdım. Üzerine de pulbiber serptim. Tuzlu olduğu için tuz kullanmıyoruz.