Cuma, Mayıs 30, 2008

ZEYTİNYAĞLI SULTANİ BEZELYE


Ankara'da sultani bezelye bulmak oldukça zordur. Pazarda görünce de balıklama üzerine atladım. Taze bir bezelye olunca yemeği de nefis oldu. Mevsimi geçti ama gecikmeli de olsa yayınlayayım dedim. Maalesef yaynlamadığım çok sayıda tarif birikmiş.

Tarife gelince,
Soğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağında soteledim. Sonra bezelyeyi ayıklayıp hiç bölmeden ekleyip soteledim. Rendelenmiş domatesi de ekleyip 3-5 dakika soteledim. En son 1 kesmeşeker,tuz ve yeterince sıcak su ekleyip kısık ateşte pişirdim. Suyu çok olmasın azalırsa eklersiniz. Daha lezzetli oluyor.

Pazartesi, Mayıs 26, 2008

YE#35: ÇİKOLATA VE SEVDAMAVİSİ 2 YAŞINDA



23 Mayıs 2006'da başlamıştım bloğuma, ve tam dolu dolu iki yıl geçmiş. Herkes gibi ben de bilemezdim bu kadar güzel insanla tanışacağımı. Sadece yaptıklarımı paylaşmak ve güzel blogları ziyaret etmek için başlamıştım. Sonra gördüm ki çok güzel insanlar var burada. Yürekleri güzel, dostlukları güzel, sohbetleri güzel... İyi ki sizleri tanıdım. İyi ki varsınız. Biliyorum ki çok özelsiniz.






Etkinlik günüm de şans eseri bu aya geldi. Mayıs ayı çok özel olmuştur benim için. Bu ayda doğdum, bu ayda eşimle çıkmaya başladık, bu ayda nişanlandık, bu ayda bloğumu açtım ve etkinlik sıramda bu güzel mayıs ayına denk geldi. Sıcacık günlein başladığı şu günlerde yüreğimizi ısıtacak bir konu ile başlatmak istedim etkinliği. Sevmeyen yoktur sanırım çikolatayı. Biliyorum ki çikolata ile harika tariflerle misafirim olacaksınız. Umarım misafirperverliğimden hoşnut kalırsınız.




İki hafta sonra tatile gideceğim için ancak Haziran sonu tariflerinizi yayınlamaya başlayacağım. O nedenle 30 Hazirana kadar tariflerinizi gönderebilirsiniz. Blog adınızı ve adresini, tarifin linkini, il ve ülkenizi bu tarihe kadar sevdamavisiye35@gmail.com adresine yollayabilirsiniz. Etkinliğin kodunu da sayfanın sağ tarafındaki logonun altından alabilirsiniz.





Konumuzla ilgili gereken açıklamaları yaptıktan sonra Vikipen'den çikolata hakkında bulduğum açıklamaları da paylaşmak istiyorum.




Çikolata, dünyanın en sevilen yiyeceklerinden biridir ve tropik kakao ağacının çekirdek denen tohumlarından yapılır. Çikolataya istendiğinde fıstık, fındık ve süt de katılır. Çikolata besin değeri yüksek, bedeni geliştiren ve enerji veren bir yiyecektir.




Çikolatanın tarihi 19. yüzyılda başlar, fakat öyküsü daha eskidir. İspanyol kâşifler Kristof Kolomb ve Hernán Cortés, 16. yüzyılda Orta Amerika'ya yaptıkları geziden yanlarında bir içecekle dönerler. Bu, Mayalar ile Azteklerin öğütülmüş kakao çekirdeklerinin suyla karıştırılmasıyla elde ettikleri bir içecektir. Aztek dilinde "ekşi, acı içki" anlamına gelen "çikolatl" adındaki bu içeceği Aztekler, içine biber ve başka baharatlar katarak soğuk olarak içiyorlardı. İspanyollar ise aynı içkiyi şekerli olarak içmeye başladılar.
Yaklaşık olarak 100 yıl boyunca gizemini koruyan çikolata, Fransa'ya ve Avrupa'nın öteki ülkelerine ancak 17. yüzyılda yayılabildi. Bu yavaş yayılmanın sebebi ise o dönemlerde oldukça pahalı ve sadece elit kesim tarafından içilen bir içecek olmasıydı.
1700'lerde İngilizler süt katarak içeceğin tadını geliştirdiler.
Yumuşak, tatlı ve yenebilir çikolata yapma yöntemi ise 19. yüzyılın ortalarında bulundu. 1876'da İsviçreliler süt ve şekeri çikolatayla karıştırarak bugünkü sütlü çikolatayı yapmayı başardılar.




Latince adı “tanrıların besini” anlamında Theobromocacao olan kakao ağacından elde edilen kakao, Batı Afrika, Batı Hint Adaları ve Güney Amerika’da üretilir. Kakao ağaçları dört yaşından sonra meyve vermeye başlar. Boyu 4-10 metre olan ağaç yılda iki kez ürün verir. Gövdeye ya da ana dallara yakın yerlerde çıkan meyve, olgunlaştığında uzunluğu 35 cm kadardır. Bir meyvenin içinde yaklaşık 2,5 cm boyunda 20-40 tohum, yani kakao çekirdeği bulunur. Etli, olgun meyvelerin içinden çıkarılan çekirdekler birkaç gün mayalanmaya bırakılır. Daha sonra güneşte kurutulur ve böylece çekirdekler fabrikada işlenmeye hazır hale gelmiş olur. Fabrikada temizlenen kakao çekirdekleri kavrulur ve öğütülür. Elde edilen macun görünümündeki sıvı çikolata yapımında kullanılır. Ayrıca preslenerek kakao ve kakao yağı elde edilebilir.
Kavrulmuş kakao parçaları şekerle karıştırılır ve bir kapta ağır silindirlerle hamur haline getirilir. Bu hamur ince çikolata tabakalarına dönüştürülür ve ardından bu tabakalar kakao yağı katılarak yumuşatılır. Sonra dikdörtgen olukları bulunan bir makinenin içine koyulur. Oluklar içindeki silindirlerle çikolatayı yumuşak ve pütürsüz hale getirilir. Sonunda sıvıya dönüşen çikolata kalıplara dökülür ve soğutulur. Katılaşan çikolatayı çıkarmak için kalıp biraz ısıtılır. Sütlü çikolata, inek sütünden süttozu, vanilya ile başka tat ve koku vericiler eklenerek elde edilir. Değişik çikolatalar yaparken, çikolatanın yumuşak ve kolay işlenebilir olması için soya fasulyesinden elde edilen "lesitin" maddesi de eklenir.




Bitter Çikolata: Bileşiminde en az %18 kakao yağı ve en az % 14 yağsız kakao kuru maddesi olacak şekilde en az % 35 toplam kakao kuru maddesi içeren çikolatadır.
Sütlü çikolata: Bileşiminde en az % 2,5 yağsız kakao kuru maddesi olacak şekilde en az % 25 toplam kakao kuru maddesi içeren, ayrıca en az %14 süt kuru maddesi ve en az % 3.5 süt yağından oluşan, kakao yağı ve süt yağı toplam miktarı ise en az %25 olan çikolatadır
Beyaz çikolata: Bileşiminde en az %20 kakao yağı ve en az %14 süt kuru maddesi içeren ve en az %3,5’i süt yağı olan çikolatadır.
Dolgulu çikolata: Dış kısmı toplam ürün ağırlığının en az % 25’ini içeren, bitter çikolata, sütlü çikolata, bol sütlü çikolata ve beyaz çikolatalardan birinden oluşan dolgulu çikolatadır.
Pralin: Toplam ürün ağırlığının en az % 25 i bitter çikolata, sütlü çikolata, bol sütlü çikolata , beyaz çikolataların kombinasyonundan , karışımından veya herhangi birinden ya da dolgulu çikolatadan oluşan bir lokma büyüklüğündeki çikolatadır

Cuma, Mayıs 23, 2008

SÜSLÜ CUPCAKE



Evet, nihayet yaz geldi. Dört gözle beklediğim güneşe kavuşmak ne hoş. Ankara'da yaz ayrı bir eziyettir ama yaz demek tatil demek, deniz demek... Bu yıl tatile erken gitmeye karar verdik. Tüm yazı bekleyerek geçirmek istemedik. Ver elini Bodrum... Deniz beni çağırıyor. Havalar ısınınca içim de ısındı, neşem de yerinde. Umarım herkes canlıdır böyle.


Kızımın doğum gününde yaptığım tariflerinden hala yayınlamadıklarım olduğunu görünce artık küflenmesin diye gün yüzüne çıkardım. Paylaşmadığım tarifler küflenecek ve bozulacak diye bir endişe oluyor:)) Daha önce tarifini verdiğim mud cake'i çikolata kreması ile süsledim, üzerine de değişik şekillerde şekerler serpiştirdim.Ve altın sim serpiştirdim. Mud cake tarifine de buradan ulaşabilirsiniz. Kremaya gelince bitter kuvertür ile kremayı çırparak yaptım. Bildiğiniz klasik çikolata kreması.






Salı, Mayıs 20, 2008

KAHVE, KİTAP VE ÇİKOLATA KEYFİ ; ANKARA BULUŞMASI

Burçak'cığımın düzenlediği bir etkinlik daha yapıldı ve çok da güzel oldu. Ben de seve seve katıldım canım arkadaşımın etkiliğine. Bu kez bana hediyenin kimden geleceğine dair mesajlar geldi 6. hissimden. Ve tam da beklediğim gibi Burçak'tan çok hoş bu paketi aldım. O sevinci kelimelerle anlatamam sanırım. Öyle hoş bir duygu ki arada bir tekrarlamalıyız sanırım. Bir de benim için çok özel bir arkadaşımdan bu hediyeyi almak daha da güzel. Teşekkürler Burçak'cığım.
O mis kokulu kahveni her içişimde gülümsüyorum. Çikolatanı da Ada'dan uzak tutmaya çalışıyorum yoksa kalmayacak. Zaten allerji de gelişti haftasonu. Hepsi de biirbirinden güzel bu hediyeler için çok teşekkürler canım.



Bir de buluşmamız vardı haftasonu. Bazı aksilikler olsa da biz yılmadık ve buluştuk. Katılım öncekine göre daha az oldu ama çok yoğun bir döneme denk geldi maalesef. Havalar da soğuk olunca piknik yapamadık. Ama en kısa zamanda piknik için buluşacağız.

Herşeye rağmen çok eğlenceli bir buluşmaydı. Kimler katıldıya gelince;

Pınar, Hülya, Aslı, Begüm, Dilek, Özlem,Eda ve ben.

İyi ki varsınız, iyi ki sizleri tanımışım. Her buluşmamızda daha iyi tanışıyor ve çok güzel paylaşımlarımız oluyor.

Çarşamba, Mayıs 07, 2008

BRUNCH KEYFİ


Evet hala internetim yok ve ne kadar daha olmayacağı konusunda tahmin bile yapamıyorum. O nedenle de yazılarıma mola verdim istemeye istemeye. Ama aynı fotoğrafı görüp bıkmayın diye tarif olmasa da birşeyler yayınlamak istedim.
Aslında birkaç hafta önce havaların ısındığı bir haftasonu göl manzaralı bir brunch ayarladım. Sabahın o serin ve erken saatinde kızımı da alarak keyif yapmak istedim. Beklediğimden çok daha güzel ve kızım için de inanılmaz keyifli bir kahvaltı oldu. Evde bu kadar güzel kahvaltı yapmayan küçük hanım doymak bilmedi. Açık havadan olsa gerek. Ortalık çocuk kaynadığı için gürültülü fakat enerji dolu bir hafatasonu oldu. Belki de çoktandır böyle keyif yapmamıştım.
Hayatın koşuşturmacası arasında kendimizi ihmal ettiğimiz çok zaman oluyor. Ben de zaman zaman silkelenip kendim ve sevdiklerim için güzel şeyler yapmaya çalışıyorum. Maksat anın tadını çıkarmaksa harekete geçmek lazım.